sonra güldüm kendime,kötü rüyalardan uyanmayı sevdiğimi söyledim.yazdıklarıma baktım,tarihlere.eğlendim biraz.
kötü rüya demişken,rüyalarımda dolaşan siyah bi köpek vardı,gelip gidip bi yerlerimi ısırıyordu,ama ben bi şey hissetmiyordum. geçen gün tekrar gördüm onu...kanlar içinde,bi battaniyeye sarılı duruyordu...görmezden geldim,geçtim...dershanenin ordaki balanceta ilknur oturuyordu.şurda bi köpek vardı,gördün mü falan dedi.gördüm de,o beni ısırıyordu,boşver dedim. gidip bi yardım edelim ya, yazık dedi. e peki madem dedim ve hayvanın yanına gittik.acıklı gözlerle bakıyordu da,elimden bi şey gelmezdi.derisi soyulmuştu,birileri işkence etmiş gibiydi...
sonra rüyamı ilknur a anlattım..gerçek hayattaki bazı şeylerle özdeşleştirdi,yorum yaptı. özdeşleştirdiği şeyler doğruydu...her neyse,böyle kasvetli kanlı manlı şeylere gerek yok sabahın köründe..
bahar geldi sayılır.organizasyonlara(össye aldırmadan)başlasam iyi olacak.şöööyle bi çimlere uzanıp,güzel müzikler eşliğinde güneşin tadını çıkarmak istiyoruum:) özlediğim melodiler, temiz hava,herhangi bi şeyi umursamadan,düşünmeden...
şarkıdaki gibi... let me take you dooown, cause ım going tooo strawberry fieelds..nothing is reaaal...and nothing to get hung about..strawberry fields forever.
Living is easy with eyes closed...-
It doesnt matter much to me.