28 Kasım 2011 Pazartesi

buu naa sııl bi duu raa ğaan lııık.


hangi filmdi hatırlamıyorum,ölen insanlar cenazelerinde güzel görünsünler diye süsleyen,giydiren,temizleyen bi adamın daha sonra insanların hayatlarını izleyip kendine kurbanlar seçerek onları öldüklerine inandırıyordu,kısa süreli felç geçirmelerine neden olup öldüklerinde tanıdıklarının tepkilerini görmelerini sağlıyordu,falandı da filandı.
o filmden birkaç sahne aklımda kalmış olacak,bi kilisedeydim ve tabutun içinde siyah bi elbiseyle yatıyordum,hareket etmek isteyip edemiyordum.o an dünya o tabut kadardı.sonra biutiful da,javier bardem in ölülerle konuşması geldi aklıma,bilinç bir süre terk etmiyordu vücudu.tek bir vücutta asılı kalan bilinçlerin olmadığınıysa youth without youth ta gördüm(benjamin button da bu filmden çalıntı bu arada).youth without youth  ı izledikten sonra reenkarnasyonu araştırıp -önceki hayatımda ben kimdim acaba ya-diye soruşturmayan yoktur.varsa da bildiğin meraksız odundur o kişi.



güney amerika da yaşayan 74yaşında ölen bi avcı-savaşçı-balıkçı gibi bi şeymişim,erkekmişim.bu testlerde genelde savaşçı,kraliçe,kral falan çıkılır ama bu biraz daha sıradan sonuçlar verdiği için daha ikna olmak isteyeni ikna edici ama bi o kadar da saçma,aptalca. aptal demişken nietzsche yi anmamak olmaz.geçen gün bi kitabında -kadınlar kedidir ya da kuştur.olsa olsa inektir.-demiş olduğunu gördüm.vice versa durumu burada da geçerli midir ki.bu durumda şöyle bi şey çıkardı ortaya -erkekler köpektir ya da kargadır,olsa olsa öküzdür.- ilaaahi nietzsche diyorum kendisine.:) günümüzde yaşasa filozof değil de mizahçı falan olur 3-5gün sonra da sen misin ona bunu diyen denilip silivri yolu görünürdü.
düşünce özgürlüğü ayağına saygı duyalım falan da nedir bu kadın düşmanlığı kadınları aşağılama hastalığı anlayamadım.noldu annem çok mu üzdü bu kadınlar seni,deyip başka şeyler de söylemek isterdim ama blog okuyucuları arasında her demden insan olduğundan söylemek istenilenler heer zaman söylenemiyor.
neyse gıcık bi insan işte bu isminin yazılışı googledan bakmadan yazılamayan şahıs.(bu ismi doğru yazma fanatikleri var,kendilerine put arayanlar,bulaşmadan herhangi bi ismi,tarihi ezberlemek neden o kadar önemli diye sormak isterdim.bu anlamda ikiliğe neden olacak kadar önemli bi şey de değil ki.)dindar bi hocam vardı,nietzsche den gıcık alıp delinin teki o derdi.o hocamı sevmezdim,dindar olduğundan değil ama başka sebeplerden.sürekli din felsefesi üzerine konuşmaya çalışırdım,oysa felsefenin dinsiz işi olduğunu söylerdi.
de benim anlamadığım şey şu,dinler dogmatik ona tamam da,yine de araştırmak az da olsa sorgulama hakkımız yok mu? misal tanrı cennet var diyor orda şöyle bi sonsuzluk şöyle bi güzellik var diyor.bunuun içiiin,iyi insan olun da gidin o güzellikleri elde edin diyor.
BU NASIL Bİ ÇIKARCILIK bu nasıl bi ikiyüzlülük!!!11!! demek istiyorum.
yani insan gerçekten iyi bi insan olduğu için değil de,iyi insan olursa cennete gideceği için iyilik falan yapıyor.her iyilik yapışında,-tanrıdan bana 10 puan ehe- diye seviniyor.-cennetin katları-olayına da yorumsuz,kifayetsiz kalmış bulunmaktayım.1000pointler buraya,5000pointler daha iyi insan,onlar 3.kattalar jakuzili onlarınki sizin banyolar normal banyo.
insanı özünde iyi bi insan olmaktan soğutan meseleler bunlar.nerden bulaştıysam.küçükken çok fazla harun yahya ve emine şenlikoğlu na maruz kalmaktan oluyor bunlar.bana da okutsalardı bilimsel dergiler ay,gökyüzü,yıldızlar,bilim çocuk dergileri falan ben de olurdum walter bishop..ama bize bastırılmaktan pert olmuş adamları okuttular.
rüyamda,tabutun içindeyken piyano sesi geliyordu,alttan alta da keman sesi.
bunu (tık) aratmıyordu hani.ölüm o kadar mı güzel bi şeymiş ya?diye düşünmekten alamıyor insan kendini.

4 Kasım 2011 Cuma

ankara metropol,nedjima,memnuniyetsizlik

ankara'da sinemaya gidecekseniz metropol'e gitmeyin Gitmeyin GİTMEYİN.
paranormal activity 3 ü sinemada izleyelim deyince orayı seçtiğine bin defa pişman ediyor insanı.
sorun salonunda vs de değil, filmin fragmanında hangi sahne gösteriliyorsa,hiçbirini göremiyorsunuz,çünkü kesiyorlar.
filmin 20dakikalık bi kısmını makinist keyfine göre kesebiliyor.film bittiğinde -ee şimdi bitti mi,nasıl bitti ama bi şey anlamadık- diyorsunuz.
bizim gittiğimiz seans son seans olduğu için belki adamın uykusu geldi,evine gitmek istedi,belki işi vardı. ama bunlar mazeret değil. madem filmin yarısını keseceksin,o saate seans koymayın arkadaşım.filmin 20 dakikasını kırpmak nedir ya? zaten salonda da fazla seyirci yoktu ancak dediğim gibi bu da bi bahane değil.
büyülü fener e ya da avm sinemalarına gidin. metropol e giderseniz fragmanda görüp beğendiğiniz sahnelerden 1gr yok size.benden söylemesi.
o sahneler için o filmi netten bir daha baştan izlemek var bir de ki bu filmden de sinemadan da soğutur insanı.

ayrıca metropol ün yanındaki nedjima da iyi hoş ama ortamı-şu içeride dart oynanan yer- barda filmini anımsatıyor,acaba orası burası mıydı diye hafiften bi tırsıyorsunuz.biralarının içinden çıkan şeylerden de bahsederdim de fiyatları iyi diye uğraşmak istemiyorum.ama bi peyote olamaz,olabilemez,olabilitesi yok.(bu her fiile -bilite getirmek de ayrı bi iticilik unsuru.ona da başka bi zaman sataşırım.:p)
başlığı yazıyı yazdıktan sonra -buraya da bi şey yazmalı-diyerekten yazdığımdan,memnun kelimesiyle rastlaşmam gerekti.
memnun kelimesi söylenişi sırasında dudak hareketleri açısından çekici,şekil ve bütünsel açıdan bi arabilik barındıran bi kelime.köken araştırması yapmadım ama onu da sevmedim.
kendilerinin yerine tatminsizlik vs de gelebilir belki, t harfi m harfinden daha karizmatik sonuçta.ama böyle kalsın şimdilik.

fahişe

şarkıyı çok severim,ama bu yeni klibi hiç sevmedim.. çok basit,özensiz,anlamı dürten bir şey çıkmamış ortaya... bi sarışın kız,boş bi odada şarkı söyleyen adam, e hadi temaya uysun diye şarkı sonuna eklenmiş 3-5saniyelik bi deniz kenarında dolanış falan... ''sevdim seni,ama bi şekilde, hüzün var diye gözlerinde..'' derken teoman, kızın saçlarını elleriyle kenara itecek ve kızın gerçekten hüzünlü gözleri gösterilecek, ''hep kaçarken tek kişilik dünyayı ben artık nasıl severim?'' derken,kızın ayaklarından yukarıya,gölgesiyle orantılı bi çekim yapılacak, kız uzaklaştıkça,teo'da büyüyecek; derken kız arkasını dönüp,teo'ya hüzünlü bi gülücük atıp kendini suya atacak* gibi bir şey hayal ediyordum. karşılaştığım şeyse, ucuza gelsin diye güzelim şarkıyı berbat eden ucuz bir şeydi.böyle olacağına,hiç olmasaymış... neyse,ben kendi zihnimdeki kliple idare edeyim:p

Bu Blogda Ara