29 Eylül 2009 Salı

çölde çay~


rafta onu gördüm.ismi bir yerlerden tanıdık geldi...
mırıldandım, -yazdan kalma bir günden, ya da çölde çay filminden-.
evet,teoman'ın bahsettiği film bu olmalıydı.gülümsedim, izleyeyim bari dedim. romantik filmleri pek tercih etmem, bu da onlardan biridir,diye geçirdim içimden.
movie club'taki abladan; bu gün şöyle güldürecek birşeyler istiyorum dedim.romantik komedi olsun dedi.peki dedim.
birkaç film gösterdi.tam da yeni 18 olmuş bir kıza gösterilecek cinsten filmlerdi.aşk tarifi diye bir film verdi,sonra ben bi karıştırayım buraları dedim.
yerine geçti ve,çölde çay.
burda,biraz durup kendimden bahsetmem gerekiyor.
bazen çok donuk,bazen çok neşeli,bazen asi bi savaşçıya özenen,bazen kırılgan...aşırı uçları oynamayı seviyorum.birini sevdiğimdeyse,ya sevgimi çok fazla gösteriyor,ya da hiç göstermiyorum.uzaktan sevmek,ona kötü davranmak, istemesem de yaptığım şeyler.kontrolümde değil bu.
mesela hoşlandığım çocuğu gördüğümde, içimden mutlu olsam da yüzüne hep, ya küfrederim ya da kötü birşeyler söylerim.bunun henüz farkına vardım.
neden böyle bilmiyorum. belki de kendimi ondan uzak tutmak istiyorum. ama dediğim gibi, bu benim elimde değil. ben,böyleyim.bunu değiştirmeyi çok isterdim. onu gördüğümde gülümseyip,merhaba,seni özledim demeyi... ama hayır.
teoman şarkının devamında ''o kadar yoktun ki...'' diyor.
evet, bizim gibi ego manyağı olarak tabir edilen kadınlar, ilişkilerinde kendilerinden ödün vermek ,kişiliğini açığa sermek istemezler.
sevseler de ilişkide tek kişi vardır. yapılması gerekenleri karşı taraf yapacak ve ilk adımlar ondan gelecektir.
''bir sahne var aklımda, oyuncular sanki biziz, mutsuzuz,ikimiziz...''
~sevmeye yeteneksiz-iz.


insan ruhunun çırpınışları, sahra'nın ortasında, çöldeki insanların mistik halleri.
insan ruhunun,yalnızlığının, çölden beklentileri.
kalabalıktan uzak, birbirini anlayabilmek, hep yan yanayken,severken, uzak olan insanların, kendilerini birbirlerine adayışı.
bir erkekle bir kadının sevgisinin farkı.
ego manyağı bir kadının ihtirasları,arayışları ve hüznü.
biz Türkler'e özgü olduğunu sandığım,duyguları ırklara indirgediğim bir duygu,bir durum: kaybettikten sonra bir şeyin daha değerli olması durumu.-ya da-birşey elimizdeyken yeteri kadar kıymet vermememiz.(bazıları aşırı kıymet verir.aşırı uçlar kötüdür.)
şebnem,şarkının devamında diyordu.:neyin bildin ki değerini,benimkini bileceksin? bunu da tabii,mahvedeceksin''

filmdeki erotik sahneler,doğal ve insanın hayvanla sadece düşünce-akılda ayrıştığının göstergesi.
çöldeki insanlara gelirsek,ne kadar özel bir kültüre sahip olurlarsa olsunlar, aralarında yaşamak insanı ürkütüyor.

bazen durup,yaşadığım hayatı değiştirip,uzak yerlere gidip,kafa dinlemeyi düşünürüm.
insan olmasın,huzur bulayım*derim.
oysa çölde bile insan varken ben sahilde nasıl tek başıma kalırım diye düşünmemişim.
insanlar her yerde ve insanın insana ihtiyacı var.
ve şükretmek gerekiyor.
bazı şeylerin değerini,onu kaybetmeden anlayabilmek,insanlarla konuş-abilmek gerekiyor.

para kazanmak kolay.yemek bulmak, su bulmak, hayatı devam ettirmek.
ama bir insanı anlayabilmek ve onun da seni anlayabilmesi çok ender.
bu yüzden de kıymetli.
durup düşündüren,kendinizi eleştirmenize neden olan, insan ilişkilerini sorgulayan bir film.sahra'nın güzellikleri uzunca betimleniyor zaten.üzerinize kum üfleniyormuş gibi gerçekçi.filmin içinde,bir oyuncu olabiliyorsunuz.
çok etkilendim, sevdim.
film zaten eski ,izlemiş olmanız olası .90yapımı. ama izlemediyseniz,durmayın.

Hiç yorum yok:

fahişe

şarkıyı çok severim,ama bu yeni klibi hiç sevmedim.. çok basit,özensiz,anlamı dürten bir şey çıkmamış ortaya... bi sarışın kız,boş bi odada şarkı söyleyen adam, e hadi temaya uysun diye şarkı sonuna eklenmiş 3-5saniyelik bi deniz kenarında dolanış falan... ''sevdim seni,ama bi şekilde, hüzün var diye gözlerinde..'' derken teoman, kızın saçlarını elleriyle kenara itecek ve kızın gerçekten hüzünlü gözleri gösterilecek, ''hep kaçarken tek kişilik dünyayı ben artık nasıl severim?'' derken,kızın ayaklarından yukarıya,gölgesiyle orantılı bi çekim yapılacak, kız uzaklaştıkça,teo'da büyüyecek; derken kız arkasını dönüp,teo'ya hüzünlü bi gülücük atıp kendini suya atacak* gibi bir şey hayal ediyordum. karşılaştığım şeyse, ucuza gelsin diye güzelim şarkıyı berbat eden ucuz bir şeydi.böyle olacağına,hiç olmasaymış... neyse,ben kendi zihnimdeki kliple idare edeyim:p

Bu Blogda Ara